SORU: Yemek yapmayı çok severim. Bu konu ile ilgili bir şey sormak isterim. Bir televizyon programı görmüştüm aynı malzemeleri 8 kişiye verdiler ve aynı yemeği yapmasını istediler. Fakat çıkan sonuçta herkesin yaptığı farklı oldu. Hani derler ya sevgisini kattı, aşkla yaptı. Acaba bu yemeklerin değişik olmasının nedeni bu mudur?
CEVAP:
USTA: Ben bildiğim kadarı ile tekamül ustası idim, aşçılık klasmanında görüşüme başvurman ilginç. Yemek yaparım, güzel de yemek yaparım da…..
Bu soruya cevap vereceğim tabii ki. Basit bir soru da, bunu bilmek senin tekamülüne ne katacak? Senin kendin olmana ne katacak?
-Sadece merak ederim.
USTA: Sadece merak. Tamam, hemen söyleyeyim; Pişirdiği yemeğe sevgisini, aşkını katan kişi yaptığı yemekten emin değil demektir. Yemek iki olgudan anlar. Bir: Malzeme, iki: Saygı.
Yemekle beraber sen de pişersen yemeğin güzel olur. Bu malzemeye saygı göstermek demektir. İyi malzemen olur ve o iyi malzemeyi saygıyla, emek ederek işlemden geçirirsin. Kimileri baharata yüklenir, kimileri sevgisini katar, aşkını katar. Hatta bazıları evrenden yardım ister falan…. Bunlar fasafisodur. Fasulye fasulyedir, salça salçadır, et ettir. Bunlar kaliteli ise, kaliteli suyun ve tuzun da varsa bunları onların hak ettiği saygıyla pişirirsen yemeğin güzel olur. O saygıyı, o itinayı göstermezsen yemeğin güzel olmaz.
-Peki, ruh hali etkili midir? Mesela sinirliyken?
USTA: Sinirliyken o saygıyı gösteremeyeceksin ki yemeğine. Kafan başka yerde. Yemeği yapıyorsun ama dikkatin orada değil. O yemek yansa fark etmeyeceksin ya da çiğ kalsa. Şimdi sen kafanda kocanla kavga ediyorken, yemeğin kıvamını nasıl fark edeceksin ki? O zaman da yemeğin kötü olacak.
Bu kadar basit!