SORU: Öldüğümüzde acaba "Yanlış bilirmişim, yanlış düşünürmüşüm" diyecek miyim? Pişmanlık yaşayacak mıyım?
CEVAP:
USTA: İyi de bunun için ölmene gerek yok ki! İki ay öncesine baktığında, iki yıl demiyorum. İki ay öncesine baktığında çok yanlış bilirmişim demiyor musun zaten? Hayatı da, insanları da, kendini de! Onun için ölmene gerek yok. Zaten yanlış bildiğini her geçen gün görüyorsun. Ölmek, sadece ölmektir. Sen yaşarken zaten yanlış bildiğinin sürekli farkındasın. Yanlış biliyorsun, yanlış tanıyorsun, yanlış hükümler veriyorsun, yanlış kararlar alıyorsun. Bunun için ölmene gerek yok!
Şu ana kadar doğru bir hayat mı yaşadın? Arkadaşların, dostların, ilişkilerin, seçimlerin sana göre doğru muydu?
-Hayır.
USTA: Gördün mü yanlış biliyormuşsun. Bunun için ölmene gerek yok. Yanlış olduğunu bilip, doğru her ne ise oraya ulaşman gerekiyor. Bunu yapabilmek için ölmen gerekmiyor. Ölünce ne diyeceğinin hiç önemi yok, zaten ölmüş olacaksın. Vah da desen, bravo da desen bitti, hadise kapandı, defter kapandı. Senin buradaki nasibin, kısmetin kesildi ve sen yoksun artık. Yanlış bilsen ne, doğru bilsen ne? Pişman olsan ne, olmasan ne. Mesel bunu burada şimdi dürüstlükle diyebiliyor olmandır. Yanlışlarını tespit edip, onu bir daha yapmamandır mesele. Doğruya ulaşmak ya da sonucu görmek için ölmeyi bekleme.