DOĞRU SORUYU NASIL SORARIZ?

SORU: Ustam, işimize yarayacak olan doğru soruyu nasıl sorarız?


CEVAP:

USTA: Soru dediğin nedir ki? Şimdiye kadar bana milyonlarca soru soruldu ve ben cevapladım hepsini. Cevaplarımı bir tamam hatırlayan biri var mı aranızda? Ama her cevabım, o an olmasa bile bir süre sonra çok akılcı ve mantıklı geldi size. Mantıksal olarak tatmin oldunuz günün sonunda. Bugün de soru soruldu ve cevap verdim. Akıl ve mantık bölümünden bakarsan kesinlikle tatmin edici bulacaksın bunu da. Ne işine yarayacak peki? Hangi sorunun cevabı ne işine yaradı şimdiye kadar? Seni aydınlatacak soru, akıl ve mantığın dışında bir sorudur zaten. Uyanışın el kitabı, madde 12’de yazmıştım, “Öyle bir soru olmalı ki seni aydınlatsın” diye. Bunun dışındaki her soru merakını tatmin eder sadece. Ve ben senin merakını sürekli tatmin ettim. Ne oldu? Neyi merak ediyorsanız sordunuz ben de cevapladım.  Öyle bir soru olmalı ki soracağın soru, soruyu sorarken cevaba gerek kalmadan sen aydınlanmalısın. Bu soru, akıl ya da mantıkla bulunacak bir soru değildir. Bunu akıl ve mantıkla bulamazsın. Bu güne kadar akıl ve mantıkla sorulabilecek her şeyi sordun bana ve ben hepsini cevapladım. Gör ne kadar sabırlıyım! Bu hızla gidersek 10 trilyonuncu sorudan sonra senden bir şey olmaya başlayacak demektir. Bütün sorularınıza cevap verdim ve siz bu cevaplardan tatmin oldunuz.

Soru şu aslında: “Akıl ve mantık dışında ne sorulabilir?” Bu durumda, sorulacak sorunun cevabı hissel olmalıdır. Ya da şöyle diyeyim, sen soruyu sorarken öyle bir şey hissetmelisin ki cevap o hissettiğin şey olsun.

Yolculuk dediğin şey de, aldığın akılcı ve mantıklı cevapları bir hisse dönüştürmektir. Aldığın akılcı ve mantıklı cevapların sende yarattığı hisle senin ilerlemendir yolculuk. Tüm bunların üzerine, sen bir soru sorarsın. Sorunu sorarken, seni bir his ele geçirir ve seni ele geçiren bu his seni aydınlatır. Cevaba gerek kalmamıştır artık.

Bu durumda, bir soru sormalısın, bir soru bulmalısın. Akıl ve mantığın dışında olmalı bu soru. Merak tatmini dışında bir soru olmalı. Arzu içermeyen bir soru olmalı. Yüreğinden gelen bir soru. O soru, bilme halinin açığa çıkmasına neden olmalıdır. Birini sevdiğini nasıl bilirsin? Akıl ve mantıkla açıklayamazsın bunu. Onu sadece bilirsin. Nasıl bildiğini açıklayamazsın. Neden sevdiğini falan sormuyorum, senin bunu nasıl bildiğini soruyorum. Onun gibi bir şeyden bahsediyorum. İşte o biliş halini ortaya çıkaracak soruyu bulmak lazım. 

 

O soruyu sorarken konu kapanır. İşte o zaman oturur ve dersin ki, “Ne yolculuktu be!”