SORU: Ustam sen, bütün gün evde oturan, hiçbir şey yapmayan biri gibi görünüyorsun dışarıdan bakan biri için. Ama işin aslı bir sürü şeyle uğraştığını biliyoruz. Hiçbir şey yapmıyor gibi görünürken, bir sürü şey yapmak nasıl mümkündür?
CEVAP:
USTA: Öyle. Dışarıdan bakanlar için hiçbir şey yapmayan biri olarak görünürüm. Hayatıma girene kadar siz de öyle düşünüyordunuz. Nasıl bu adam sıkılmaz hiç öylece oturur evinde diye! O kadar çalışırsan sıkılmazsın. Bazen bir insanla ilgili ufak bir ayarlama için aylarımı harcadığım olur. Tam zamanını beklemek, olgunlaşmasını beklemek. Aylarca, onun eylem planını hazırlarım. Bir an için. Bir kelime, bir cümle, bazen bir bakış için ve o sürekli benim çalıştığım bir şeydir.
-Ustam, en son üzerinde çalıştığın konuyu bilen biri olarak benim gördüğüm ve en fazla beni etkileyen şey, çok çeşitli parametrelerin olması idi.
USTA: Parametreler sınırsızdır. Size yansıyan gerçekten buz dağının görünen kısmıdır. Her konuda böyle.
-Bu, şu demektir: Herhangi bir durumda sürekli sınırsız parametreler var ve artık parametrelere dikkat edilmesi gerektiğini öğrendiğim için onları hesaplayarak bir şey yapmaya çalışıyorum. Bu çok zaman alıcı ve zorlayıcı çünkü ben senin gibi göremem parametreleri.
USTA: En azından elinde bir ipucu var. Bugüne kadar ben ne dediysem öyle olmasının nedeni o. Ben peygamber değilim ya da dünya dışı varlıklardan duyum almıyorum. İçinde bulunduğum yol, içinde bulunduğum hayat bana parametreleri okumayı öğretti. Her şey, parametrelerin varlığını ve nasıl okunacağını öğretti.
-Bu, üst düzey satranç oyunundan daha karmaşık bir şey!
USTA: Öyledir. Ben satranç bilmiyorum ama öyledir. Geçenlerde konuşmuştuk, zaman öyle hızlı akıyor ve senin o kadar çabuk müdahale etmen gerekiyor ki bazen birkaç saniyen var sadece. Üçüncü bir saniyen olmuyor bazen ve ben o iki saniye içinde o parametreleri gözden geçirmek durumundayım. Bekleme lüksüm olmuyor çoğunlukla. O an duruma göre bir çıkarım yapıp doğru hamleyi yapmam lazım. Bu yaşadığınız örnek, sizin için bir ipucuydu sadece. İşin bir de bu tarafı var aslında diye. Parametre okumak bir tekniktir ve sen bu tekniği geliştirirsen muazzam bir şeydir.
-Bu durumda parametreleri okursak, hislerimizi dinlememize gerek kalmıyor mu?
USTA: Herhangi bir durumla ilgili parametreleri okumayı biliyorsan, hislere gerek yoktur. O yüzden zaman zaman sizin aklınızın alamayacağı kararları ben ayaküstü alıp uygulayabiliyorum. Okuduğum parametreler bir şeyin yapılmasını gerektiriyorsa hemen uygularım, aksi takdirde durum her zaman kötüleşecektir.
-Bizim çatıştığımız nokta parametreler bir şey söylerken yüreğimizin başka bir şey söylemesidir. Sende böyle olmuyor mu Ustam?
USTA: Çatışmaya gerek yok. Ben okuduğum parametreler gereği yaşam şeklimi bile anında değiştiren bir adamım. Böyle büyük kararları alırken parametreleri devre dışı bırakıp hislerini dinlersen eninde sonunda kaybeden olursun. Dikkatli bakarsan, yüreğin hiçbir zaman yanılmaz. Parametreler de yanılmaz. Yüreğin gerçek sesini ortaya koyuyorsa parametreleri kesinlikle destekliyor olacaktır.
Hayatımın merkezinde olan kişi bana şöyle demişti, “Sen o kadar yalın bir adamsın ki, insanlar seni bu yalınlığın yüzünden anlayamıyor.” Kesinlikle doğru bir tespit. Ben çok yalın biriyim. Acabalarım, keşkelerim, çünkülerim, karmaşık hamlelerim yok. Parametreleri okurum, yüreğimin sesi ile konfirme ederim ve uygularım ne yapılması gerekiyorsa. Her ne yapıyorsam sizin aklınızın alamadığı, yöntem budur. Parametreleri oku, yüreğinle konfirme et ve uygula. Bu durumda da ortaya net bir yalınlık çıkıyor. Karmaşadan uzak… Parametrelere o kadar çok güveniyorum ki beni hiç yanıltmadılar. Başlarda çok çok küçük ihtimallerde yanıldığım olmuştu, bu durum da bana parametreleri daha derin daha geniş okumayı öğretti.
-Parametreleri okumada egonun bir görevi var mıdır?
USTA: Yoktur. Parametreye o girerse, bütün parametrelerin saçmalar zaten. Parametrelerin çok masum olmalıdır. Önyargısız olmalıdır.