Şimdi yazacak o kadar çok şey var ki kalbimden geçen, ama aklımın izin vermediği. Birkaç meditasyon toplantısına girenler bile anlar; söyleyeceklerinizi ve yazacaklarınızı hiç bir zaman yeterince ifade edemezsiniz smile O yüzden zorlandığım bu yazıyı, Usta’nın yıllarca verdiği enerjisini ufacık da olsa, bir kısmını hatırlamanın verdiği rahatlamayla yazmaya başlıyorum. Hayırlısı smile İlk tanışmamdan başlayarak yazacağım için o zamanlardaki duygularımla her şeyi belirtmeye çalışacağım ki, yaşadığım değişimi belki az da olsa anlatabilirim.

Yusuf Bey’le, (o her şeyi bilen, her şeyi hisseden dedikleri, hiç tanımadığım kişiyle) eşim ve kayınvalidemin ısrarları üzerine, bir akşam yemeğinde tanışmaya gidiyoruz. “Aman” diyorlar, “Her şeyi bilir, senin içini hisseder”. Ben de “Feriştahı gelse beni çözemez” diyorum (Şu an, bunu yazarken gözlerimde yaş, kahkaha atıyorum). O zamanlar ben, çok büyük bir firmada yöneticiyim. Çok yoğun çalışıyorum, kafamda bir yığın iş, çatır çatır hepsini yapıyorum, sağlam bir kariyerde ilerliyorum. Bir sürü insan etrafımda, benim yaptığım, yapacağım veya yöneteceğim işleri bekliyor vs… Daha neler! O kim ki? İşte ne olduysa, o gece oluyor. Öyle bir sarsıyor ki beni… Benim, olanları algılamam en az 1 senemi alıyor. Tabii arada bire bir seanslarımız ve meditasyonlarına katılımlarım da oluyor. Bu bir sene içinde, hayat, yaşam, evren, varoluş, maddiyat, maneviyat  ve burada yazmaya kalksam günlerce bitiremeyeceğim bir çok konu hakkında bilgiler, gerçek hayattan alıntılar dinliyoruz. O (bu dönemde ne Yusuf Bey, ne de Usta, henüz isimlendirememiştim kendi içimde) bunları anlatırken, kendinizde sorgulayıp da ağzınız bir karış açık şekilde “Haaaaa!” deyip farkına vardığınız birçok şey… Tüm bu süre zarfında anlatılanları aklımda oturtmaya çalışırken, bir yandan da sorguluyorum; tamam o öyle olmalı, ama “Niye?” ve “Nasıl?”. Çünkü bunun formülünü bekleyemezsiniz, sadece bizim bunları bulmamıza yol gösterir. Bunları bulurken, kendimizi de bulmaktaydık aslında, sadece farkında değildik smile

…Ve bir meditasyon toplantısı sırasında ikinci dönüm noktası gerçekleşiyor. O gün bir şey oluyor ve ben bir anda anlıyorum “Nasıl? Neden? Niye?”. O an gelip bir hareket yaptığında, çok şaşırıyorum ve diyorum ki “Nerden bildin?”. Verdiği cevap da çok basit aslında; “Bu kadar şeye şaşırmayıp, buna mı şaşırdın?” diyor smile . Gülerek diyor Usta bunu (o andan sonra isimlendirme işlemi de tamamlanmıştı tabii smile ), çünkü O da biliyor ki benim farkındalığım o an başladı. Sonrasında yola devam ediyoruz, daha bilinçli, daha çok öğrenmeye açık. Aslında öğrenmeye de doğru kelime değil, ama tam nasıl anlatılır bulamadım, şöyle diyebilirim; kendimi bulma yolunda yürüyorken, kendimi bulmak için yürüyor olduğumun bilinci ile yürümeye devam ediyorum artık. Şu an yolun en başına baktığımda, o gece yemeğine giden kişiyi görüyorum, o kadar yardım edilesi bir durumda ki, imkan olsa koşup geriye doğru ona yardım etmek istiyorum kemiklerime kadar. Bir an önce o bilgiyi vereyim de erken akıllansın diye smile . Ama yapamayınca, zihnen gidip ona sarılıyorum ve “Merak etme” diyorum, “Sana yardım geldi bile, hiç istemediğin kadar iyisi hem de” smile

Yazım biterken de bazı dipnotlarım var, belki biri nasiplenir de yardım onlara da gider diye. Bu süreç sırasındaki, o ilk yaz aylarını hayatım boyu unutamam, hayatımda en dipte olduğum (maddi, manevi) ama gerçek anlamda en mutlu olduğum günlerdi! “Bize yıllarca çevreden, etraftan, herkesten yüklenen gereksiz hayat yüklerinden nasıl kurtuluruz, kendi biriktirdiğiniz yüklerden, korkulardan nasıl kurtuluruz”u aradım bu süreç boyunca ve bana en çok yardımcı olan cevabı şuydu “Ne yaptıysan şimdiye kadar ve ne yapmaktaysan, onları yapmaktan vazgeç!”. Çok basit ama anlaması çok güçtü benim için, anladığımda ise farklı bir hayat vardı önümde.

Bunu okuyan herkes, veya onlara Usta’nın anlatıldığı birçok kişi, bir bataklıktayken gelip sizi yukarı çekip kurtardığı fikrine kapılır hep! Ama aslında sadece yukarıdan bakar, konuşur, anlatır ve öyle bir güç gelir ki size, ayağa kalkıp yürüyerek çıkarsınız oradan. Son olarak söylemek zorundayım, Usta’nın bir yudum enerjisi, yıllarca içtiğiniz bardak bardak sudan daha çok doyurur sizi ve daha ilerilere taşır…