DÜŞSEL YANILSAMALAR (3)

-Geçen haftadan devam-

Adamın en son hatırladığı şey, dağ yolunda arabayı kenara çekip, direksiyonu kucaklayarak usul usul ağladığı ve Düş Perisi’nin bir yandan yüzünde hafif bir gülümsemeyle ağaçları seyrederken, bir yandan da sağ elinin tüm merhamet ve şevkatiyle adamın başını okşamasıydı.
Henüz uyanmıştı, kemiklerinde tatlı bir sızı ve uyku mahurluğuyla sade kahvesine bir sigara daha iliştirdi.
“Bir süre alkol almayacağım” diye düşündü. Şu andan itibaren söyleyeceği ve yazacağı her şeyin tüm sorumluluğunu üstlenmek istiyordu. Alkol bir çeşit kaçış olabilirdi kendisine. “Alkollüydüm, o yüzden söyledim ve/veya yazdım” demek istemiyordu.
Hava çok sıcaktı. Masasına usulca ilişti, uzun süredir yapmadığı bir şeyi yapmak için önündeki kağıtları toparladı, kalemi eline aldı, derin bir nefes daha çekti evrenden. Yıllardır eline kalem almamış olmanın heyecanıyla kıpırdayan yüreğini kağıda dökmeye başladı:
“Bu, dönüşü olmayan bir nokta…”
Müziği açtı, çok güzel bir senfonik melodiye monte edilmiş bir şarkı çalıyordu. Elleriyle yüzünü kapadı. Parmaklarının arasından derin bir nefes daha alıp, kaldığı yerden devam etti yazmaya:
“Bu dönüşü olmayan bir nokta. Artık geri dönemem. Bu satırlardan sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak…
Kendimi tekrar etmekten yoruldum.
Tekrarları tekrar yaşamaktan yoruldum. Yeter artık.
Bu dönüşü olmayan bir nokta.
Yıllardır düşünmekten yoruldum hayat, sevda ve ruhla ilgili.
Sen haklısın, ey ömrümün tüm karanlıklarını sıcak gülüşüyle aydınlatan düş perim.
Kimin umurunda aşk ve sevda!!!
Mücadele etmekten vazgeçtim artık. Sorgulamaktan da…
Sen haklısın. Sen varsın diye ben varım ve ben varım diye sen varsın… Ötesi kimin umurunda…
Varsın ya biz, ya da kalan tüm dünya illüzyon olsun kimin umurunda!!!
Eğer ikimiz de gerçeksek sorun yok, ikimiz de illüzyonsak yine sorun yok.
Ikimiz biz olduğumuz sürece sorun yok, gerisi kimin umurunda.
Sen hayal ve ben gerçek olduğum sürece olamayacağı kesin…
Bu şekilde yok olmaya mahkumuz. Ya sen benim gerçekliğime gel, ya ben senin gerçekliğine geleyim.
Aşk ve sevda yok diyorsan sen de yoksun demektir… Yok olmayı, hiç olmayı göze alıyor musun… Hiç var olmamış olmayı göze alıyor musun?
Sen kendini basit bir illüzyondan ibaret olarak tanımlamayı göze alıyor musun?
Elimi uzatıyorum, tek yapman gereken onu tutmak… Hadi tut elimi ve tüm hiçliğimizi varlığa çevirelim.”
Adamın elleri titremeye başladı. Ayağa kalktı, pencerenin önünde bir sigara daha yaktı, farketti ki sadece elleri değil, nefesi de titremeye başlamıştı.
Gözlerini yumdu, sağ elini boşluğa doğru uzatıp beklemeye başladı.
-BITTI-