BOŞLUK LAZIM

Sessizlikte anlaşamayanların işidir konuşmak.

…ve içindeki sessizliği bastıramayanların dışa vurumudur yazmak.

Yer açmak lazım;

Beklenmeyen bir anda öyle küt diye hayatına giriverecek birileri için yer açmak lazım…

Günlük hayatta farkında olmadığın güneşin doğuşuna, dolunaya, gel-gitlere, ırmaklara ve okyanuslara yer açmak lazım.

Boşluk lazım ki doldurabilesin. Dolu olan şeyi boşaltmak lazım…

…ve hangi hal ve şart altında olursa olsun hareketli olmak lazım. Göller göllerle buluşamaz, ancak akan ırmaklar buluşabilir göllerle ve denizlerle ve okyanuslarla….

Hayatı, aşkı ve sevdayı deneyimlemenin bin bir türlü halini biliyorken bin ikinci halini aramak lazım…. Ağacı düşlerken toprakla bağlantısını unutmadan yapraklarının güneşle raksını görmek lazım..

Şaşmak lazım sıradan hayatın tüm dem ve gamlarına ve kederlerine şaşırmadığına şaşmak lazım. Şaşırmamak en büyük sıradanlık olmalıdır diye şaşmak lazım…

“Eyyy adını bilmediğim, kendini görmediğim ve birlikteliğinin tadını henüz deneyimlemediğim kadın/adam nerdesin?” diye evrenin her köşesine sorular fırlatmak lazım…

“Aşka düşmek görülmesi ağır bir kabusu görmeyi bilerek ve isteyerek kabul etmektir.”

O zaman aşka düşmek lazım… Kâbuslara yatmak lazım, kâbuslardan ağlayarak uyanmak lazım…

Aç olmak lazım;

Gelecek olan her ne ise onu kabullenebilmek için aç olmak lazım… Aç olmayı kabullenmek ve açlıktan kıvranmak lazım…

Sessizlikte anlaşamayanların işidir konuşmak.
…ve içindeki sessizliği bastıramayanların dışa vurumudur yazmak.

Yaşamak lazım…

Yaşanılanları yazmak, yazılanları yaşamak lazım…

Hiç olmadı, yaşanılması muhtemel ve/veya umulan bir olguyu düşleyerek kâğıda yapıştırmak lazım kalem vasıtasıyla tüm hayalleri…

ki, hayal etmek aşka düşmenin bir başka şekli…