AŞKI UNUTTUNUZ HEPSİ BU

“Neden bu konularda yazıyorsun?” diye soruyorlar.

“Neden daha güncel bir şeyler yazmıyorsun?” diye soruyorlar.

“Neden kasvetli, karamsar, aşk-meşk, ulaşılabilirlik ve ulaşılamazlık üzerine yazıyorsun?” diye soruyorlar.

Ne yapmalı daha başka?

Taş üstünde taş gövde üstünde baş kalmayana kadar devam mı etmek istiyorsunuz kurduğunuz yalanlar dünyasındaki geçici mutluluklarınıza?

Zaten politika üzerine, zaten siyaset üzerine, zaten düşmanlıklar üzerine, tezler üzerine, anti tezler üzerine, sentezler üzerine milyarlarca kez milyarlarca cümleler kurmadınız mı?

Zaten ekonomi üzerine, zaten toplum bilinci üzerine, zaten eko sistem üzerine trilyonlarca kez trilyonlarca kelimeyi üst üste, alt alta, yan yana ve satır satıra ekleyip sunmadınız mı?

…ve hepiniz

…ve hepimiz bunları binlerce kez binlerce okumadık mı? Yaşam boyu her bir hücremize nüfuz etmedi mi bunlar?

Ne yapmalı daha başka?

Zaten herkes siyasetçi, herkes diplomat, herkes asker, herkes polis, herkes doktor, herkes filozof olduğu için ve herkes herkesi pohpohlayarak onların kendilerine geri dönen pohpohlamalarla zavallı egolarını tatmin ettiği için bu durumda değil misiniz?

Dünya üzerinde yaşayan her canlıyı binlerce kez yok edebilecek kadar silahlısınız artık. Yetmiyor mu?

Tepenizin tasını attırana gücünüz yettiğince saldırıyorsunuz zaten. Elinden işini, aşını hatta hayatını alabilecek kadar ileri gidiyorsunuz bizatihi. Hatta gücünüz yetiyorsa düşman saydığınızı öldürdükten sonra bile saldırmaya devam ediyorsunuz, taa ki ondan geriye olumlu sayılabilmesi muhtemel herhangi bir şey kalmayana kadar.

Birey olarak da böylesiniz, toplum olarak da böylesiniz, ülke ülke, millet millet böylesiniz zaten.

Ne yapmalı daha başka?

Taş üstünde taş gövde üstünde baş kalmayana kadar devam mı etmek istiyorsunuz kurduğunuz yalanlar dünyasındaki geçici mutluluklarınıza?

Neden bu konularda yazıyorsun diye soruyorlar.

Sorsunlar…

Tüm bu yazılanlar; politika olmadan, siyaset olmadan, ekonomi olmadan da dünyanın devam edegeleceğinin kanıtı olduğu için soruyorlar…

Bu güne kadar uğraştıkları ve uğruna hayatlarını harcadıkları tüm yalanların aynada yansıması olduğu için soruyorlar…. Sorsunlar….

Soru cevabı doğurur. Sorsunlar ve kendileri yanıtlasınlar.

Benim yanıtım basit:

Yanıtım yazdıklarımda zaten…

Yanıtım gördüğüm çiçekte, uçan kuşta, her yeri yerle bir eden bir fırtınada zaten…

Yanıtım atom bombasıyla kavrulan bir bebe yüreğinin evrene saldığı umutlarında zaten…

Yanıtım, ikiz kuleler çöktüğünde enkaz altında sevdiğiyle helalleşememişlerde zaten…

Yanıtım tüm dünya ülkelerinde tecavüze uğrayıp da kırılmış onurunu gözyaşlarıyla izah eden kadınların kutsallığında zaten…

Yanıtım sadece aykırı düşünüyor diye elinden işi, aşı ve hayatı alınanların helal edilmemiş haklarında zaten….

Yanıtım taşıdığı etnik kimlik yüzünden peşin yargılarla insan sınıfına konmayanların içlerindeki haklı öfkede zaten…

Neden bu konularda yazıyorsun diye soruyorlar.

Sorsunlar…

Yanıtım çok basit:

AŞKI UNUTTUNUZ… HEPSİ BU!!!